Kesinlikle tatil günlerini hissediyor. Tatil günlerinin sabahı daha bir şımarık ve daha bir nazlı başlıyor güne. Bayram tatili öncesi tatil olduğunu anladığından aynı böyle davrandı.
Günaydın meleğim, günaydın annesinin prensesi gözlerini yarı açmış bana gülümsüyor mahçup mahçup sonra da gözlerini geri kapatıyor. Ben yanına iyice sokuluyorum onun kokusunu içime çekiyorum defalarca sonra da hadi anneciğim ama kalkmamız lazım dedikçe geriliyor, geriliyor gözleri kapalı kendince birşeyler söylüyor. Doğacım dedikçe annem diyor allahım o zaman içime sokasım geliyor. Bebeğim hadi ama bak anneanne, dede bizi bekliyor uçağa bineceğiz. Duruyor, düşünüyor dede dede diyor ve sonunda kalkmaya karar veriyor. Hemen üstünü değiştirdim ( allahtan ne giyineceğini bir önceden karar vermiştim) pantalonu, bady’si tokası derken süslü bir prenses oldu Doğa’m. Ben hemen son kontrollerimi yapayım derken yok allahım durmuyor nasıl bir mızmızlık anlatmam. Neyse doğumdan beri hızlı ve seri işleri halletmeye alışkanlık kazandığımdan hemen halletim ve nihayet çıktık evden.
Bizim ev ile havalimanı arasında fazla mesafe yok, 10 dakika sonra havalimanındayız. Doğa’m arabada kucağımda yine uyuyakladı. Yine onu uyandırmak için öpücükler, koklamalar, sarılmalar… çok nazlı olacak çok. Havalimanında ki o kalabalığı, o sesleri duyunca hemen uyandı. Sevgilim bizi uğurlarken daha da bir mızmızlanmaya başladı, huzursuzlandı. Ben Doğa’ma doğduğu günden beri herşeyi anlattığımdan babamızın yanımıza ertesi gün geleceğini, Doğa’yı çok sevdiğini söyledim, gerçekten anladı ve sakinleşti. Uçağa binene kadar tüm mağazaları dolaştık beraber aa kucağımda değil, tabi ki Doğa’mla yürüyerek gezdik. Gören herkes sevmeye çalışıyor kimileri söz ile kimileri el ile. Söz ile olanlara beraber gülümseyerek karşılık veriyoruz, el ile sevmek isteyenlere ise ( ben zaten el&yanak elleme ve öpme konusunda çok hassas olduğumdan müdahele ederim) bana gerek kalmadan Doğa izin vermiyor ve açıkçası bu benim hoşuma gidiyor.
Uçakta yanımızda, arkamızda, önümüzde oturanlara herkese dede dede deyip durdu, kesinlikle sevinçten. Uçaktaki diğer çocukları basıncında etkisiyle huzursuzlanıp ağlarken Doğa’m sadece konuştu ve sürekli güldü. Onun gülmesine birçok kişi tebessümle karşılık verdi. Doğa’nın gülümsemesini çok seviyorum. Çünkü Doğa’m gözleriyle gülüyor.
Sonunda uçağımız indi. Doğa’m dedesine kavuştuğunda gözlerinde ki o ifade, dedesini var gücüyla sarıp, küçüçük avucuna sığdırabildiği kadar sımsıkı tutması ve gülerek deedee demesi… o an bir ömürlüktü.
Ben dedemin bir tanesini hiç tanımadım. Diğeri ise ben küçükken öldü.(hatırlıyorum ama anılarım çok az dedemle) Ve ben dedesiyle gezen, dedesiyle çok anısı olanlara çok özenirdim. Umarım Doğa’m,canım babam ve kayınpederim beraber bolca vakit geçirirler, Doğa’mın dedeleriyle ilgili çok anısı olur anlatacak.
Koskoca bayram tatilimiz böyle müthiş bir tablo eşliğinde başladı. Müthiş, tadı damağımızda kalacak şekilde de devam etti.
Ben mutlu, Doğa’m mutlu, Sevgilim mutlu, herkes çok mutlu…Ne mutlu J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder