Bir bebek doğduğunda, bir anne doğarmış...
Doğa’m doğduğunda ben yeniden doğdum. Anneliği ben Doğa’mda sevdim ve anneliği onunla öğreniyorum. Gün geçtikçe bebeğimle yaşadığım tecrübelerimle anneliğime bilgi üstüne bilgi katıyorum. Kimsenin fikirleri, yorumları veya deneyimleri beni ilgilendirmez ben iç sesimi dinlerim her zaman. Her anne olan kadının bebeğiyle ilgili bir düzeni, bir doğrusu vardır. Ben bebeğimi anne iç sesimi dinleyip o doğrularla büyütmeye çalışıyorum. Kendimce…
Annelik doğrularım ve bebeğimle beraber yaşadıklarımla doğruluklarına inandıklarım;
Doğa’m 1 yaşında ve ben onu hala emziriyorum. Doğa ne zaman isterse o zaman emmeyi bırakır, “6 ay'a kadar emzirmen yeterli” tarzı söylemlere kulaklarımı tıkarım. Madem tanrım bana bebeğimi emzirme ayrıcalığını vermiş ( ayrıcalık diyorum çünkü herkes emziremiyor kimi keyfi kimi mecburiyetten.) bende bu ayrıcalığı bebeğimin isteği doğrultusunda sonuna kadar kullanırım.
Doğa’m istediği zaman kucağıma alırım, istediği zaman bırakırım. Kucak çocuğu olur her istediğinde kucağına alma diyenleri çok duygusuz bulurum.
işe giderken asla kaçarak gitmem. Doğamı öperim onu çok sevdiğimi söylerim öyle giderim. Doğanın arkadan ağlama sesine, gözyaşlarımı katıp giderim. Yokluğumu bir anda farkettiği zaman korku hissetmesin diye asla kaçmam.
Bizim evde yasak yok, herşey serbest. Mesela sıcak fırını ellemek yasak değil aksine ellettirip elininin yandığını hissettiğinde bir daha gidip o fırını ellemez. Aksi takdirde biz arkamızı döndüğümüz an da gider o fırını eller, sonuçu daha kötü olur. Dolayısıyla bizim evde yaşayarak öğrenmek var.
Doğa’m kendince birşeyler anlattığı zaman onun hizasında eğilir ya da çömelirim boy hizamız aynı olur ona çok dikakt ederim. Söylediklerini can kulağıyla dinler bende ona konu hakkında yorumlarımı söylerim.(Nasıl anlıyorsun diye soranlara; tabiki söylediklerinden bir şey anlaşılmıyor ama o an ne konuda konuştuğunu annelik içgüdüsüyle anlıyorum.)
Doğa’ma herşey yediririm ama yedirdiklerim mutlaka taze ve katkısız olmalı. Tek şartım bu. Bu konuda çok titizim.
Doğa’ma asla zorla yemek yedirmem. İstemiyorsa yemez, acıktığında yer. Neticede bebek bile olsa onunda hisleri var ve acıktığında belli eder. Yediği yemeğin kabını asla sıyırmam, son lokma diye zorla asla yedirmem son lokmayıda varsın yemesin. Aç kalacak hali yok ya.
Doğa’ma yediğim herşeyin tadına baktırırım. Bu ne olursa olsun. Onunda canı çeker mantığıyla yanaşırım.
Doğa’ma yedireceğim lokmayı asla ağzımda çiğneyipte vermem. Yapanlardan iğrenirim.
Doğa’m yemek yerken önlük takmayı sevmez bu sebeble önlük takmayız ve yediklerini üstüne döker, kıyafetleri kirlenir buna hiç takılmam.
Doğa’ma yararlı olacak besinlere verilen paraya hiç acımam.
Doğa’ma çok pahalı kıyafetler almam. Harcanan paraya acırım. Çocuğun yediği helal giydiği haram sözüne sonuna kadar katılırım.
Doğa’m rahatlıkla evin içinde emekler. Yerde mikrop vardır deyip bütün gün çocuğumu kucağa veya yürütece veya mama sandalyesine hapsetmem. Sonuçta o mikrobada ihtiyacı var diye düşünürüm.
Doğa’mı uykusu geldiği zaman yatar. Uyku saati diye bir şey yok ben buna katılmam. Robotmu canım uyku saati olsun. İstediği zaman uyanır, yataktan istediği zaman kalkar.
Doğa’mı kucağımda yatırırım. Uykusu geldiğinde yatağına koy pışpışla bir iki ağlar sonra alışır diyenleri çok acımasız bulurum. Bebek yatarken huzurlu, mutlu olmalı ki rahat uyusun ve büyüsün. Saçma ve özentili kurallar koyarak bebeğimi hırçanlaştırmam.
Doğa’mın saçlarına saç telinin 10 kat ağırlığında tokalar, taçlar takmam. Görenler sevgi gösterisinde bulunsun diye o eziyeti ona çektirmem.
Doğa’mın yanağından veya elinden öpülmesine sinir olurum ve kim olursa olsun izin vermem lafımıda esirgemem. Ağızda olan mikrop yerde olanın 40 katı fazlası. Öpen olursa da direk uyarırım, kırılan olursa olsun. Ben kimse kırılmasın diye bile bile kızıma mikrop bulaştıramam.
Doğa’ma benden ve babasından başka hiç kimsenin yanlışı doğruyu göstermesini istemem. Çocuk bunları anne ve babası tarafından öğrenir.
Doğa’m ağladığında başka şeylere ilgisini çekmeye çalışmam. Ağlasın boşaltsın içini, rahatlasın isterim.
Doğa’m ağladığında karşısında gülmem ve onu bilerek asla ağlatmam. Bunu yapanları çok acımasız bulurum.
Doğa’m ağladığında karşısında gülmem ve onu bilerek asla ağlatmam. Bunu yapanları çok acımasız bulurum.
Doğa’ma gereksiz müdahele etmem.Her hareketinin arkasından bir söz söylemeyi gereksiz korumacı bulurum.
Doğa’mla geçirdiğim zamanın kaliteli olması için elimden geleni yaparım.
Doğa’mın burnunu temizlemek için garip aletler veya sular kullanmam. Kafasına banyodan 5 dk.önce saf z.yağı sürerim.
Doğa’m bizim yatakta aramızda yatar. Bebeğimle koyun koyuna yatarız. Artık alıştırmışsın hep sizinle yatar, yatağında hiç yatmaz diyenleri ruhsuz bulurum. Annesi ve babasıyla yatan çocuk kendini daha rahat ve güvende hissettiğinden dolayı büyüdüğünde de özgüveni yüksek ve kendinden emin bir birey haline gelir, sonuna kadar da buna inanırım.
Doğa’mla çocuk olurum. Evde onunla emekleme yarışı yaparım.
Bu kadar taviz verirsen yarın sözünü dinletemezsin diyenlerin laflarını saçma ve gereksiz bulurum.Sonuçta bu kişinin olaya bakma açısıyla alakalıdır, buna inanır buna güvenirim.
2 yorum:
Blogunu keşfettikten sonra ilk yorumu bu yazına yazmak istedim. Pek çok konuda kesinlikle hemfikiriz. Özellikle emzirme ve bebeği sayısız kuralla baskı altına almama konusunda. Doğal şekilde büyütme taraftarıyım. Doğa'ya sağlıklı, şanslı ve mutlu nice yaşlar dilerim.
Hemfikir olmamıza gerçekten çok sevindim.Sonunda benim gibi düşünen biri çıktı karşıma.En güzeli doğal olanı.Duru'ya bayıldım :)
Yorum Gönder